top of page

Endülüs Felsefesinin Anadolu'ya Geçişi

İslam felsefesi; MS 7-12. yüzyıl arasında İslam dininin kabul gördüğü, bünyesinde farklı milletlerin bulunduğu geniş bir coğrafyada ortaya çıkmış ve yayılmıştır. İslam düşünürlerinin Antik Yunan felsefesi üzerine düşünme ürünleri oluşturması, Batı’nın tekrar Antik Yunan felsefesinden etkilenmesine neden olmuş ve bu durum zamanla Batı’da Rönesans’ın oluşmasına zemin hazırlamıştır. İslam coğrafyasında ilim açısından elverişli ortam, İslami ilimler dışında çeşitli bilimsel ve felsefi çalışmaların yapılmasını sağlamıştır. İslam felsefesi, sadece Müslümanların geliştirdiği bir felsefe değildir. İslam coğrafyasında yaşayan farklı dinlere mensup veya herhangi bir dine mensup olmayan filozofların yapmış olduğu felsefi çalışmalar da İslam felsefesi altında incelenir.

İbnü’l-Arabî’nin seyahatleri: İbnü’l-Arabî ilk kez otuz altı yaşında iken Endülüs’ten ayrıldı ve Tunus’a gitti. Bir süre burada kalarak sûfîlerle görüştü. İki yıl sonra tekrar İşbiliye’ye (Sevilla) döndü. Sonrasında birkaç defa gitmiş bulunduğu Fas’ta dört yıl kadar kaldı. Burada da pek çok sûfî ile tanıştı. Fas’tan ayrıldıktan sonra Gırnata ve Kurtuba’ya geçti. Bu onun doğup büyüdüğü Avrupa kıtasındaki son ikameti oldu. Merakeş’te iken aldığını söylediği manevi bir işaretle 596’da (1200) Doğu’ya doğru yola çıktı. Mekke’ye kadar gidip ilk haccını yaptıktan sonra tekrar Kuzey Afrika’ya döndü. İbnü’l-Arabî 597’de (1201) yeniden Tunus’a gitti ve aynı yıl hacca gitmek üzere Tunus’tan ayrıldı. Önce Mısır’a, oradan Kudüs’e geçti. Kudüs’ten yaya olarak Mekke’ye doğru yola çıktı. Medine’de Peygamber’in kabrini ziyaret edip Mekke’ye ulaştı. Ünlü eseri el-Fütûḥâtü’l-Mekkiyye’yi Mekke’de bulunduğu sırada kaleme almaya başlamıştır. İbnü’l-Arabî, Mekke’de yaklaşık iki buçuk yıl kaldıktan sonra bir hac kafilesine katılarak Bağdat’a gitti. Burada on iki gün kadar ikamet edip Musul’a geçti ve Musul’da birtakım âlimlerle sohbetlerde bulundu. Musul’da bir yıl kadar kalan İbnü’l-Arabî, ibadetlerin sırlarına dair et-Tenezzülâtü’l-Mevṣıliyye adlı eserini de burada kaleme almıştır.

 

 

 

İbnü’l-Arabî’nin Anadolu’ya Yolculuğu: . İbnü’l-Arabî, 602/1202 yılında Urfa, Diyarbakır, Sivas üzerinden Malatya’ya geldi. Bağdat’tan bu yana olan yolculuğu sırasında Sadreddin Konevî’nin babası Mecdüddin İshak kendisine eşlik etmekteydi. Bu sırada ikinci defa Anadolu Selçuklu tahtına çıkan I. Gıyâseddin Keyhusrev eski dostu Mecdüddin İshak’ı Konya’ya çağırınca İbnü’l-Arabî de onunla beraber Konya’ya gitmiştir. İbnü’l-Arabi, seyahatleri sırasında birçok alimle sohbet etme fırsatı yakalamıştır ve birçok eser kaleme almıştır. Bu eserlerinde rüyalarının ve kendisine ilham olunan bilgilerin izlerine rastlamak mümkündür. Günümüzde hala bu eserlerinin incelenmesiyle ilgilenilmekte ve onun hakkında araştırmalar yapılmaktadır. İbnü’l-Arabi bu bakımdan İslam tarihi açısından oldukça önemli yere sahip bir kişidir.

ancient-map-turkey-silhouette-on-260nw-1006791667.webp
bottom of page